Responsive Navbar with Sidebar
DOLAR 36,6544 EURO 40,0501 STERLİN 47,5972 GRAM ALTIN 3.566,01 BIST 100 10.828,10 BITCOIN $81.684
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Dağınıklığı Nereden Toplamalıyım?

Giriş: 28.04.2025 11:01
Paylaş
Dağınıklığı Nereden Toplamalıyım?

Bazen hayat, bir odanın ortasına bırakılmış onlarca eşya gibi darmadağın hissettirir. Nereye baksan bir başka eksik, bir başka tamamlanmamışlık. Böyle anlarda, insanın içinden her şeyi bir anda düzeltmek gelir; ama bu istek, çoğu zaman felç edici bir ağırlığa dönüşür. Sorulması gereken asıl soru şudur: Nereden başlamalıyım?

Cevap, her zaman en yakın yerden başlamakta gizlidir. En derin yaradan, en büyük karışıklıktan değil; hemen elini uzattığında tutabileceğin en küçük düzensizlikten. Çünkü hayat, tıpkı odalar gibi, bir köşeden toparlanır.

Önce dur. Hiçbir şey yapmadan. Sessizce içine bak. Kendi içindeki hangi alanın en çok ses çıkardığını, en çok “beni fark et” diye bağırdığını duy. Bazen bu bir kırgınlıktır, bazen ertelenmiş bir sorumluluk, bazen de yıllardır bastırılan bir hayal.

Oradan başla.

Sonra küçük bir adım at. Küçük ama gerçek. Bir eşyayı yerine koymak gibi, bir mesajı cevaplamak gibi, bir duyguyu kabul etmek gibi. Çünkü düzen, bir anda gelmez; küçük adımların birbirine dokunarak kurduğu bir köprüdür.

Ve unutma: Her şeyi düzeltmek zorunda değilsin. Her şeyi anlamak, her şeyi taşımak zorunda da değilsin. Hayatındaki dağınıklığın bir kısmı senin hikâyenin parçası. Bazı yarım kalanlar, bazı eksik kalanlar, senin büyümenin sessiz tanıkları.

Toparlamak, hafiflemek değildir her zaman. Bazen sadece sevmektir: hayatının düzensiz, eksik, kırık dökük yanlarını da sevebilmek. Kendini, yarım kalmış işlerinle, alınmamış kararlarınla, tamamlanmamış hayallerinle de kucaklayabilmek.

Dağınıklığı toplamak, dışarıdan değil içeriden başlar.

İçindeki kırık sandalyeyi onar, kalbinde yığılı kalan sözleri temizle.

Sonra bak, dünya nasıl yavaş yavaş yerli yerine oturmaya başlıyor.

Başlamak için bir mucize bekleme.

Şimdi burada, bu satırları okurken bile başlayabilirsin.

İlk adım, yalnızca niyet etmektir.

İşte başlangıç noktası burası.

Kaçmak değil. Ertelemek değil.

Cesurca bakmak ve kabul etmek.

Peki devam edelim:

Eğer bugün sadece bir küçük değişiklik yapabilecek olsaydım, ne olurdu?

Hangi yükü sırtımdan indirirsem daha özgür hissederdim?

Hangi ilişkimi sadeleştirirsem kalbim daha rahat atardı?

Hayatındaki dağınıklığı toplamak, bir kerede her şeyi düzeltmek anlamına gelmez.

Bir adım. Sonra bir adım daha.

Yorumlar

Haber Arama