Astsubaylar: Vatanın Sigortası, Adaletin Sessiz Bekçileridir!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) omurgasını oluşturan astsubaylar, vatan savunmasının en ön saflarında yer alan, cesaretin, fedakarlığın ve kahramanlığın timsalidir. Onlar, dağların yırtıcı kartalları, çöllerin kükreyen aslanları, denizlerin dinmeyen kasırgalarıdır. Astsubay, yalnızca bir rütbe ya da meslek değil; vatan toprağının tapusu, bayrağın al rengindeki kan, özgürce aldığımız nefesin ta kendisidir. Ancak, bu kahramanların; geciken özlük hakları düzenlemeleri, ötelenen tazminat talepleri ve düşük emekli maaş bağlama oranları gibi yıllardır çözüm bekleyen sorunları, adalet arayışlarının sessiz çığlığı olarak yankılanmaktadır.
Astsubayların haklı mücadelesini; dirayetli bir komutanın vizyonu, sevilen bir devlet adamının empatiyle dolu bakışı ve mağduriyetine rağmen sessiz kalan astsubay camiasının asil duruşuyla ele almak, kapsamlı tespitler ve çözüm önerileri sunmak için farklı bir yöntem olarak değerlendirilebilir.
Astsubaylar: TSK’nın Bel Kemiğidir!
Astsubaylar, TSK’nın her alanında vazgeçilmez bir rol oynar. Muhabere astsubayları, modern savaşın iletişim ağını kesintisiz tutarken; teknik astsubaylar, tanklardan uçaklara, gemilerden SİHA’lara kadar tüm teçhizatın operasyonel hazır olmasını sağlar. Sağlık astsubayları, cephede ve barışta askerlerin hayatını kurtarır; istihbarat astsubayları, stratejik kararların temelini oluşturur. Eğitimde başöğretmen, operasyonda komutan, lojistikte çözüm üretici olan astsubaylar, ordunun her şeyidir. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda gösterdikleri üstün başarı, yalnızca Türk Milletinin değil, dünya ordularının ve hatta düşman istihbaratlarının bile dikkatini çekmiştir. Astsubaylar, uçağı uçuran, tankı yürüten, gemiyi yüzdüren ve her koşulda zaferi inşa eden kahramanlardır.
Ancak, bu kahramanların hak ettikleri değer, ne yazık ki özlük hakları ve sosyal güvenceler noktasında tam anlamıyla karşılık bulmamaktadır. ‘’Astsubaylar, vatan için canlarını ortaya koyarken, adaletin terazisinde haklarının eksik tartıldığını görmektedirler.’’ cümlesi, sanırım yanlış bir ifade olmaz.
Sorunların Kökeni: Özlük Hakları ve Tazminat Mağduriyetleri
Astsubay camiasının yıllardır dile getirdiği sorunlar, birkaç temel başlıkta toplanabilir:
* Düşük Emekli Maaş Bağlama Oranları: Astsubayların emekli maaş bağlama oranları, subaylara kıyasla belirgin şekilde düşüktür. Subaylar için %70-85 arasında olan bu oran, astsubaylarda %40-55 seviyesindedir. Örneğin, 36 yıl hizmet veren bir kıdemli albay son maaşının %64,34’ünü emekli maaşı olarak alırken, aynı süre hizmet eden bir Astsubay İkinci Kademe Kıdemli Başçavuş için bu oran %47,96’dır. Bu durum, astsubay emeklilerinin yoksulluk sınırına yakın bir yaşam sürmesine neden olmaktadır.
* Tazminat Haklarının Ötelenmesi: Subaylara makam, görev ve kadrosuzluk gibi çeşitli tazminatlar ödenirken, astsubaylar bu haklardan büyük ölçüde mahrum bırakılmaktadır. Örneğin, 2001 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile astsubaylara verilen ancak süresi dolduğu için ödenmeyen 10 bin ek gösterge, bugün yaklaşık 8 bin TL’lik bir kayba yol açmaktadır. Astsubaylar, bu tazminatların emekli maaşlarına yansıtılmasını talep etmektedir.
* Göreve Başlama Dereceleri ve İntibak Sorunları: Astsubayların mesleğe başlama dereceleri, eğitim seviyelerine uygun şekilde düzenlenmemiştir. Yüksekokul mezunları için 9/2, üniversite mezunları için 8/1 başlama derecesi talepleri yıllardır karşılanmamıştır. Ayrıca, geçmişteki intibak düzenlemeleri astsubayları kapsamamış, bu da hem maddi hem de manevi bir eşitsizlik yaratmıştır.
* Ek Gösterge Adaletsizliği: Astsubayların ek göstergeleri, diğer kamu çalışanlarına kıyasla düşük kalmaktadır. 3600 ek göstergenin 4200’e yükseltilmesi, astsubayların 1. derece kadro göstergesine bazı iyileştirmeler getirmişse de, diğer meslek gruplarında bu oran 5400’e çıkarılmıştır. Bu, astsubaylar için yeni bir mağduriyet yaratmıştır.
* Sicil Affı ve Diğer Haklar: Astsubaylar, kamu personeline uygulanan sicil affından (yüz kızartıcı suçlar hariç) yararlanamamaktadır. Ayrıca, astsubay sınıf okullarında geçen sürelerin fiili hizmet süresine dahil edilmesi gibi talepler de çözümsüz kalmıştır.
Hak kayıpları ve mahrumiyeti kapsamında yıllardır kronikleşmiş halde büyüyerek gelen bu sorunlar, astsubayların sadece maddi değil, manevi motivasyonlarını da etkilemektedir. Vatan için gurbette, cephede, en zor şartlarda görev yapan astsubaylar, hak ettikleri adaleti bulamamanın burukluğunu yaşamaktadır.
Sessiz Çığlık: Astsubayların Asil Duruşu
Astsubaylar, mağduriyetlerini dile getirirken bile askeri disiplin ve vatan sevgisiyle hareket eder. Onlar, haklarını haykırmak yerine sessizce bekler; çünkü bilirler ki bağırmak değil, adaletin tecellisi çözüm getirecektir. Mehmet Küçükeken’in dediği gibi, “Astsubaylar, haklı taleplerini susarak ifade eden tek topluluktur.” Bu sessizlik, zayıflıktan değil, asaletten kaynaklanır. Ancak, bu sessizlik, görmezden gelinmeyi hak etmez.
Astsubaylar, vatan için canlarını vermeye her daim hazırdır; fakat adalet, yalnızca onların değil, devletin ve milletin ortak sorumluluğudur.
Astsubayların sorunlarının çözümü, hem TSK’nın hem de toplumun genel refahı için elzemdir. Sorunların çözümüne yönelik icraat içeren adım atılması, çözümün en büyük anahtarı olacaktır.
Emekli Maaş Bağlama Oranlarının Eşitlenmesi: Astsubayların emekli maaş bağlama oranları, subaylarla eşitlenmelidir. %70-85 bandına çekilecek bir düzenleme, astsubay emeklilerinin yaşam standartlarını yükseltecek ve adalet duygusunu güçlendirecektir. Bu, mevcut emekliler için acil bir iyileştirme olarak uygulanabilir.
Tazminat Haklarının Verilmesi: Makam, görev ve kadrosuzluk tazminatları, astsubaylara da ödenmelidir. Özellikle, 20 fiili hizmet yılını dolduran astsubaylara ve başçavuş rütbesine ulaşanlara, emekliliğe yansıyacak şekilde başarı tazminatı verilmesi, maddi adaletsizliği giderecektir. Ayrıca, TSK tazminatının tüm emekli astsubaylara maaş bağlama oranında ödenmesi sağlanabilir.
Ek Gösterge Düzenlemesi: Astsubayların ek göstergeleri; 1. derece astsubaylar için 4200 yerine 5400 ek gösterge olarak verilmelidir.
Göreve Başlama Derecelerinin Güncellenmesi: Yüksekokul mezunu astsubaylar için 9/2, üniversite mezunları için 8/1 başlama derecesi yasalaştırılmalıdır. Bu, astsubayların eğitim seviyelerine uygun bir kariyer başlangıcı yapmalarını sağlayacak ve uzun vadede maaş farklarını azaltacaktır.
Sicil Affı ve Eğitim Sürelerinin Sayılması: Yüz kızartıcı suçlar hariç, astsubaylara sicil affı uygulanmalıdır. Ayrıca, astsubay sınıf okullarında geçen süreler fiili hizmet süresine dahil edilerek, hem emeklilik hakları hem de kıdem hesaplamaları iyileştirilmelidir.
Astsubay Akademisi Kurulması: Astsubayların mesleki gelişimini desteklemek ve eğitim seviyelerini yükseltmek için bir “Astsubay Akademisi” kurulabilir. Bu akademi, astsubayların lisans seviyesinde eğitim almasını sağlayarak, hem TSK’nın profesyonelliğini artıracak hem de astsubayların özlük haklarını güçlendirecektir.
Psikolojik ve Sosyal Destek: Astsubayların yoğun görev temposu ve gurbet hayatı, psikolojik yükler yaratabilir. Bu nedenle, TSK bünyesinde astsubaylara özel psikolojik destek birimleri oluşturulmalı ve aileleriyle geçirecekleri zamanı artıracak düzenlemeler yapılmalıdır (örneğin, lojman imkanlarının genişletilmesi, kamp imkanlarının artırılması, orduevleri konaklama taleplerinin karşılanması).
Toplumsal Farkındalık: Astsubayların sorunları, yalnızca TSK’nın değil, tüm toplumun meselesidir. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD)’ın çabaları desteklenmeli, TBMM’de astsubayların haklarıyla ilgili özel bir komisyon kurulmalıdır.
Bir Komutanın Gözünden: Astsubaylar Ordunun Kalbidir!
Bir komutan gözüyle bakıldığında, astsubaylar ordunun atan kalbidir. Onlar, emir-komuta zincirinin en kritik halkasıdır; ne subayın planları ne de erin cesareti, astsubayın uzmanlığı ve liderliği olmadan zafere ulaşabilir. Astsubayların motivasyonunu ve refahını artırmak, TSK’nın gücünü katlayacaktır. Astsubaylarının adalet taleplerinin görmezden gelinmesi, ordunun motivasyonu üzerinde ters yönlü etki gösterebilir. Bu nedenle, astsubayların haklı mücadelesi, yalnızca bir meslek grubunun değil, vatan savunmasının geleceğinin meselesidir.
Bir Devlet Adamının Vicdanıyla: Adalet Gecikmez!
Sevilen bir devlet adamı, halkının her kesimine eşit mesafede durur. Astsubaylar, bu milletin en fedakar evlatlarıdır; onların sesine kulak vermek, devletin namus borcudur. Adalet, bir devlet adamının en büyük mirasıdır; astsubaylara haklarını teslim etmek, bu mirası güçlendirecektir.
Astsubay Camiasının Sessiz Çığlığı: Vatan İçin, Adalet İçin!
Astsubaylar, mağduriyetlerini bağırmadan, sitem etmeden, yalnızca görevlerine sadakatle ifade eder. Onların sessizliği, zayıflık değil, vatan sevgisinin ve disiplinin göstergesidir. Ancak, bu asil duruş, haklarının teslim edilmesini geciktirmemelidir. Astsubaylar, tarihin her döneminde vatan için canlarını vermiş; Ömer Halisdemir’ler, Ferhat Gedik’ler gibi destanlar yazmıştır. Onların silah arkadaşları ve mensubu oldukları camia, aynı fedakarlığı gösterirken, adaletten mahrum bırakılmamalıdır.
Astsubaylar, Adaletin Güneşidir.
Astsubaylar, vatanın sigortası, ordunun bel kemiği, milletin gururudur. Onların haklı talepleri, bir lütuf değil, adaletin gereğidir. Düşük maaş bağlama oranları, ötelenen tazminatlar ve düzenlemesi geciken özlük haklarındaki adaletsizlikler, yalnızca astsubayları değil, TSK’nın ruhunu ve milletin vicdanını yaralamaktadır. Çözüm, siyasi irade, toplumsal farkındalık ve astsubay camiasının birlik ruhuyla mümkündür. Astsubaylar, karanlığı aydınlatan güneşlerdir; adalet, onların hak ettiği ışığı verecektir.
“Adalet, astsubayın onurudur; birlik, zaferinin anahtarıdır.”
Vatan için can vermekten çekinmeyen kahramanların hakları, vatan kadar kutsal bir emanettir. Bu emanete sahip çıkmak, hepimizin görevidir.
Emanete sahip çıkalım!
Görevimizi yapalım!
Yorumlar