Saat 22:00 sularında işten eve geldim. Yorgunluktan ölüyorum. Canım kitap okumak istiyor, müzik dinlemek istiyor, film seyretmek; eğlenceli vakit geçirmek istiyor fakat vakit nerede? Erkenden uyumalı ki, sabah yine işe gidilecek.
Her gün on saat mesai kolay değil. Yaptığımız iş zaten yoruculukta dünya standardını al aşağı etmiş. Bir de zihnimize tecavüz edilmiş ki sorma. Perişanlık diz boyu. Alelacele yemeğimi yedim ki hemen yatıp uyuyayım. Bir bardak kahve içemeden başım önüme düştü.
Bu böyle olmayacak. Hemen yatağı serip, kendimi de yatağa serdim. Tam horlamaya başlayacağım ki bir gürültü ile zıpladım. Hava alabildiğine sıcak olmasına rağmen tüm camları kapatmak zorunda kaldım çünkü serseri bir motorcu müziği alabildiğine açmış mahalleye dinletiyordu.
Sırf bu iş için motosikletine öyle bir ses sistemi yaptırmış ki motorun kendisinden ağır. Satsa ev alır. O derece masraf etmiş ki beni uyandırmak için, bir şey desen, ‘sesi bu kadar açmayacağım da bu masrafı niye ettim’ diyecek… zaten ne desen boş o gürültü de, adamda kulak kalmamış.
Bir de aynı şarkıyı tekrar tekrar açmaz mı? “DERTLER DERYA OLMUŞ…” İyi de bizim uyku da heba oldu.
Anladık dertlisin de bizi niye dert sahibi ediyorsun? Git derdini kendin yaşa. Adamın derdi çok ama işi yok. Hiç mi çalışmıyorsun, hiç mi yorulmadın? Bu saate kadar sokaktasın.
Demek ki çalışmayan işsiz güçsüz insanlar da var dünyada ve diğer insanların başına bela oluyor bu tipler. O yüzden işsiz kimse kalmamalı hayatta. Herkese bir uğraş dayatılmalı mutlaka. Böylece dertler de azalır ‘derya’ olmaktan kurtulur. Bakın bana örneğin; derdim yok mu? Var. Fakat derdimi düşünecek vaktim yok.
Bu vesileyle kendi derdime yanamayan ben, uykusuz kalarak bir dert sahibi daha oluyorum ve motorcu kardeşimin derdine de ortak oluyorum.
Bir süre sonra şarkı benim de dilime dolanıyor;
“DERTLER DERYA OLMUŞ, BENDE BİR SANDAL
DEVRİLİP YATMIŞIM, YORULMUŞUM BEN”
Yorumlar
Bütün yazılarınızı okudum. çok eğlenceli, mizansel bir tarzınız var. Kelime oyunlarınızı beğeniyorum. İlgiyle takip ediyorum.
3 0