Fazlaca genç olduğum yaşlardaydım. Teee 20’li yaşlar yani. Neredeyse 30 yıl kadar öncelerimde…
Düşünce yapım çömezlikten adım adım ilerleyerek gidiyordu. Etkileri; filmlerdi, şiirlerdi, şarkılardı. Aşkın devrim olduğunu öğrendiğimiz süreçte karşılaştık Edip AKBAYRAM’la. Sürekli ve her yerde onun şarkılarını dinliyorduk. Devrimin sol söylemlerinde onun şarkılarından ilham alıyorduk. Biz, sevgiliye olan aşkımızı onun şarkılarıyla ifade ediyorduk. Yüreğimizin cesaretsizliğinde cüretkâr bir güç oluyordu adeta… Hayat görüşümüzü renklendiren bu üstada hayranlığımın belki bir başka nedeni de kesişen kaderimizdi sanırım!
Annemden 5 yaş büyük, babamdan 5 yaş küçük olan sanatçı ile tanışmak için tutuştuğum yıllar 90’lı senelerdi. Ve hayallerim gerçek oldu! Bir konser sonrası için ayarlama yapılmıştı. Şarkılarıyla ideallerimi oluşturduğum Edip abimle tanışmıştım artık. Beni kucakladığı ilk sarılışının sıcaklığı, büyük bir hüzünle bugünlerde yine üzerimde.
Tanıştıktan sonra epeyce bir süre yine uzaktan bir hayranı olarak kaldım, kaçınılmaz olarak. Fakat yılların geçmesine karşın bugün için 3-4 yıl önce Ankara Sanat Fuarı etkinliğinde yeniden tanıştık. Ama ne tanışma, anlatamam! Sanattan siyasete, edebiyattan şarkılara ve daha neler neler… Çay eşliğinde dakikalarca konuştuk. Bu defa telefon numaralarımızı bile paylaştık. Çok sık olmamakla birlikte kendisini arar hal-hatır sorardım “Edip abi nasılsın?” diyerek. O da “Buyur Oğuz kardeşim,” diye cevaplardı beni.
Hastalandığını duyduğumda telefon ettim kaç defa ama yoğunluk sebebiyle kapalıydı telefonu. Son bir sohbeti hak ediyorduk lâkin, bunu yapamadan bu satırları yazıyor olmak şimdi çok acı veriyor bana.
“Edip Abi, seninle ufak tefek bile olsa anılarımız oldu. Ve daha Ankara’da senin sesinle inleteceğimiz konser planımız vardı. Tanışmaktan onur ve gurur duyduğum sen, artık yok musun yani? Rast gele seni arayarak dostça konuşmalarımızı dinleyen arkadaşlarımı şaşırtamayacak mıyım? Ama abi telefon numaranı isminle kayıtlı olarak tutmaya devam edeceğim. Ararsam hep olduğu gibi açacakmışsın gibi… Mutlulukla uyu abi, huzurla uyu. Işıklar aydınlatsın, nurlar içinde yat. Şarkılarınla büyümeye devam edeceğim ve eserlerini gücüm yettiğince kimseye unutturmayacağım. Cenaze töreninde bulunamam. Bunun için de beni affet lütfen. Sonsuz saygımla.” Gönül Aldır-ma…
Yorumlar