DOLAR 36,6544 EURO 40,0501 STERLİN 47,5972 GRAM ALTIN 3.566,01 BIST 100 10.828,10 BITCOIN $81.684
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama
Reklam Alanı 101
Reklam Alanı 102

HABERLER

Reklam Alanı 201

2025 Yılında Faiz Oranlarının Durumu ve Türkiye Gayrimenkul Sektörü Beklentileri ile Hedefleri

Giriş: 15.03.2025 20:24 | Güncelleme:
Paylaş
2025 Yılında Faiz Oranlarının Durumu ve Türkiye Gayrimenkul Sektörü Beklentileri ile Hedefleri

Türkiye ekonomisi, 2025 yılına girerken hem yerel hem de küresel dinamiklerin etkisiyle şekillenmeye devam ediyor. Faiz oranları, bu dinamiklerin en kritik unsurlarından biri olarak, gayrimenkul sektörünün geleceğini doğrudan etkiliyor. 2025 yılında faiz oranlarının olası seyri, Türkiye gayrimenkul sektöründeki beklentiler ve sektörün hedeflerinin belirlenmesinde etkili olacaktır.

Faiz Oranlarının 2025’teki Durumu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının son çeyreğinde politika faizini %50’den %47,5’e indirerek faiz indirim döngüsüne başlamış, bu trendin 2025 yılında da devam etmesi bekleniyor. Ekonomistlerin genel öngörüsü, TCMB’nin dezenflasyon sürecini desteklemek ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek amacıyla faiz oranlarını kademeli olarak düşürmeye devam edeceği yönünde. Reuters gibi kaynaklara göre, 2025 yılsonu politika faizi beklentisi %28,50 civarında şekilleniyor. Ancak bu düşüşün hızı ve boyutu, enflasyonun seyri, döviz kuru istikrarı ve küresel ekonomik gelişmelere bağlı olacak.

2025’in ilk yarısında faiz oranlarının %40-45 bandında seyredebileceği, ikinci yarıda ise enflasyonda belirgin bir gerileme sağlanırsa %30’lu seviyelere inebileceği tahmin ediliyor. Küresel düzeyde, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikaları ve Trump yönetiminin olası gümrük vergisi artışları gibi faktörler, Türkiye’deki borçlanma maliyetlerini dolaylı olarak etkileyebilir. Bununla birlikte, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu koruma taahhüdü, faiz indirimlerinin kontrollü bir şekilde gerçekleşeceğini gösteriyor.

Konut kredisi faiz oranları ise politika faizine paralel olarak hareket ediyor. 2024 sonunda %2,84 ile %5,89 arasında değişen 120 ay vadeli konut kredisi faizlerinin, 2025’te %2-3 bandına gerilemesi mümkün görünüyor. Ancak uzmanlar, konut erişiminin kolaylaşması için faizlerin %1’in altına inmesi gerektiğini vurguluyor; bu seviye ise mevcut ekonomik koşullarda kısa vadede gerçekçi görünmüyor.

Gayrimenkul Sektöründeki Beklentiler

Türkiye gayrimenkul sektörü, 2025 yılında faiz oranlarındaki düşüşten olumlu yönde etkilenmeyi bekliyor. 2024’te yüksek faizler nedeniyle ipotekli (kredili) konut satışlarının oranı %14 gibi düşük seviyelere gerilemiş, bu durum sektörde durgunluğa yol açmıştı. Ancak TCMB’nin faiz indirim sinyalleri ve 2025’te beklenen kademeli düşüş, ipotekli satışlarda bir canlanma yaratabilir. Gayrimenkul uzmanları, faizlerin %2’nin altına inmesi durumunda konut talebinin ciddi şekilde artacağını öngörüyor.

2024’ün son çeyreğinde konut satışlarında görülen %63’lük artış (Kasım 2023’e kıyasla 153 bin adet satış), 2025 için umut verici bir tablo sunuyor. Bu artışta, faiz indirim beklentisi, kira artış sınırının kaldırılması ve enflasyonun altında kalan konut fiyatları etkili oldu. 2025’te de benzer dinamiklerin devam etmesi halinde, yıllık konut satışlarının 1,5 milyona yaklaşabileceği tahmin ediliyor. Özellikle sıfır konutlarda fiyat artışı beklenirken, ikinci el piyasada daha sınırlı bir yükseliş öngörülüyor.

Kiralık konut piyasasında ise 2024’te dengelenen fiyatların, 2025’te yüksek artışlar göstermesi beklenmiyor. Türkiye’de yıllık 800-900 bin konut ihtiyacı, kentsel dönüşüm projeleri ve artan nüfus gibi faktörler, talebi canlı tutsa da, yeni konut arzının artırılması bu baskıyı hafifletebilir. Sektör temsilcileri, faizlerin seyrine bağlı olarak gayrimenkulün güvenli bir yatırım aracı olmaya devam edeceğini vurguluyor.

Gayrimenkul Sektörünün Hedefleri

2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, gayrimenkul sektöründe temel hedefler arasında konut arzının artırılması, kentsel dönüşümün hızlandırılması ve sürdürülebilir yapılaşma yer alıyor. Programa göre, “İlk Evim İlk Arsa Projesi” ile 103 bin hak sahibi için arsa üretimi tamamlanacak ve 100 bin sosyal konut hedefi genişletilecek. Ancak bu rakamların, Türkiye’nin konut açığını kapatmak için yeterli olmadığına dair eleştiriler de mevcut.

Konut maliyelerini yaklaşık %50 oranında azaltan ve bölgesel kalınmayı teşvik eden ve ilk uygulama olarak pilot bölge seçilen ‘’Ankara’da Evin Olsun!’’ projesine ise uygulamaya alındığında yüksek talebin olacağı öngörülmektedir. Yine üye sayısı 500 bini aşan Kurumsal Birikim Fonu’nun TOKİ ile işbirliği kapsamında uygulamaya alacağı sosyal konut projesi yapılan değerlendirmelerde çok talep göreceğe benziyor. Türkiye Ekonomisini pozitif yöne etkileyecek gayrimenkul projeleri üzerinde ekonomi kurmaylarının vereceği karar önemli olacak.

Bir diğer önemli hedef, gayrimenkul değerleme sisteminin geliştirilmesi. Taşınmaz değer haritalarının oluşturulması ve Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’ne entegre bir “Gayrimenkul Değer Bilgi Merkezi” kurulması planlanıyor. Bu adım, piyasa şeffaflığını artırmayı ve spekülatif fiyat artışlarını önlemeyi amaçlıyor. Ayrıca, net sıfır karbon hedefi doğrultusunda enerji verimli, depreme dayanıklı ve geri dönüştürülebilir malzemelerle inşa edilmiş binaların teşvik edilmesi hedefleniyor.

Kamu-özel iş birliğiyle kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması da öncelikler arasında. Özellikle büyük şehirlerde riskli yapı stokunun yenilenmesi, hem sektörel büyümeyi destekleyecek hem de vatandaşların güvenli konutlara erişimini sağlayacak. Ticari gayrimenkul alanında ise, e-ticaretin büyümesiyle lojistik ve depo alanlarına olan talebin artması, endüstriyel gayrimenkul yatırımlarını teşvik edecek.

2025 yılında faiz oranlarının kademeli düşüşü, Türkiye gayrimenkul sektöründe bir canlanma yaratma potansiyeline sahip. Ancak bu canlanmanın boyutu, enflasyonun kontrol altına alınması, döviz kuru istikrarı ve küresel ekonomik gelişmelere bağlı olacak. Sektör, konut arzını artırma, kentsel dönüşümü hızlandırma ve sürdürülebilir yapılar inşa etme hedefleriyle ilerlerken, faiz oranlarının erişilebilir seviyelere inmesi, hem yatırımcılar hem de ev sahibi olmak isteyenler için belirleyici olacak. Türkiye’nin stratejik konumu ve büyüyen ekonomisi, gayrimenkulü uzun vadede cazip bir yatırım alanı olarak konumlandırmaya devam edecek. 

2025, sektör için fırsatlarla dolu, ancak dikkatli adımlar gerektiren bir yıl olacak.

Dünyada üretilemeyen ve değeri gittikçe artan iki unsur var; Zaman ve Arsa.

Zamanınızı boşa harcamayın!

Arsa yatırımı yapın!

Yorumlar

×

Haber Arama