Biz – Yevgeni Zamyatin
Ozan Rıza Özgüden
“İnsan özgür olmak ister mi, yoksa sadece öyleymiş gibi mi yapar?”
Bazı kitaplar vardır, kapağını kapattığınızda sizi dönüştürmez. Ama bir bakarsınız, asansörde biriyle göz göze geldiğinizde bile içinizden “Bizi gözetliyorlar mı?” diye geçiriyorsunuz. Biz, işte tam da böyle bir rahatsız edici huzurun romanı.
Cam duvarlarla çevrili bir şehir, her hareketi not alan bekçiler, aşkın yalnızca izinle yaşandığı bir toplum... Ve bu düzene gönülden bağlı bir karakter: D-503. Matematik mühendisi olan D-503, duygularla değil formüllerle yaşayan bir adam. Ta ki bir kadına âşık olana dek... İşte o zaman sistemin mavi ekran verdiğine şahit oluyoruz.
Satır Arası | Özgürlük mü, Huzur mu?
Zamyatin’in kalemi bir kör bıçak gibi: Yavaş kesiyor ama izi derin oluyor.
Okur boyunca tek bir soruya yöneliyorsunuz:
“Neden biz olmak zorundayız?”
D-503’ün çöküşü, aslında her gün içindeki sesi bastıran herkesin hikâyesi gibi.
Sabah toplantıları, Excel dosyaları, sessiz distopyalar… Zamyatin’in dünyası, düşündüğünüzden çok daha yakın olabilir.
Zamyatin Nasıl Bu Kadar İleri Gördü? | Zamanın Ruhu
Yıl 1920.
Sovyetler yeni doğmuşken, Zamyatin bireyin çığlığını kaleme alıyor. Öyle bir yankı ki bu, Orwell’a 1984’ü, Huxley’e Cesur Yeni Dünya’yı yazdırıyor.
Ve bu kitap yüzünden Zamyatin, ülkesinden sürülüyor. Çünkü gerçekler, totaliter rejimlerin en sevmediği şeydir. Zamyatin bunu daha en başında biliyordu.
Biçim ve Tarz
Anlatıcı D-503 olduğu için dil zamanla parçalanıyor. Mantıklı cümleler, halüsinasyon gibi paragraflara dönüşüyor. Ama bu, metni daha gerçek kılıyor.
Çünkü alışkanlıklarla şekillenmiş bir dünyada, gerçeklik zaten kırılgan değil mi?
Bir Soru | İçindeki “Sen” Kime Ait?
Hiç kendini susturup ait olmayı tercih ettiğin oldu mu?
Birey olmanın yükü yerine, kalabalığın kolaylığını seçtiğin?
Perde ve Sayfa Notu: 9/10
Zihinsel bir devrim yaratmasa da okura “Ben bu sistemin neresindeyim?” sorusunu sorduruyor. Ve bu sorunun yankısı, kolay kolay geçmiyor.
Yorumlar