“İnsan... Kendi çıkarını erdem diye pazarlayan en kurnaz varlık mıdır, yoksa özgür irade sanrısıyla yaşayan bir makine mi?”
Mark Twain’in mizahı bir kenara bırakıp doğrudan kalbe ya da daha doğrusu zihne hitap ettiği bu kısa ama yoğun eseri, adeta felsefi bir tokat.
Bir Bilge ile Öğrenci arasında geçen çarpıcı diyaloğun satır aralarında Twain, okura yalnızca bir soru değil; aynı zamanda koca bir şüphe bırakıyor:
İnsan gerçekten özgür mü, yoksa yalnızca "özgürüm" yalanını tekrar eden programlanmış bir mekanizma mı?
Satır/Kare Arası Twain’in En Acımasız Hali
Twain’in tanıdık karakterleri bu sayfalarda yok.
Ne Huckleberry var, ne taşralı mizah, ne de sıcak bir ironi.
Bu Twain; yaşlanmış, yorulmuş ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir düşünür.
Ve o kadar dürüst ki, yer yer kendi iç sesinden bile rahatsız oluyor.
“İyilik, ancak yapanın çıkarına uygunsa yapılır.”
Bu cümleyle birlikte içimizde taşıdığımız kahramanlık hikâyeleri teker teker sönmeye başlıyor.
Biçim Felsefeyle Boğuşan Diyalog
Kitap boyunca süren Bilge Öğrenci diyaloğu, aslında okurla Twain arasında geçen bir tartışma gibi.
Her “Ama ben öyle değilim ki” itirazınızda Bilge yanıtlıyor:
“O zaman neden yaptın?”
Ve siz farkında olmadan düşüncenin kıyısına çekiliyorsunuz.
Zamanın Ruhu Twain Bu Kitabı Neden Yazdı?
Yıl 1906...
Twain’in hayatında son demler.
Amerika; kapitalizmin sarhoşluğunda, savaşlarla meşgul.
Toplum; dinin sömürüsü, ırkçılık ve ikiyüzlülükle boğuşuyor.
Twain artık eğlenmiyor; yazmak, onun için bir mecburi hesaplaşma.
Bu kitap, belki de Twain’in hayal kırıklıklarını felsefi bir dille dışa vurduğu en açık metin.
Mizahıyla güldürdüğü topluma, bu kez dürüstlüğüyle ayna tutuyor.
Sana da Oldu mu Hiç?
Kendine hiç sordun mu:
“Yaptığım iyilikler gerçekten karşılıksız mıydı, yoksa sadece kendimi iyi hissetmek için miydi?”
Perde ve Sayfa Notu: 8.7 / 10
Twain bu kez güldürmüyor. Ama insan doğasına dair içimizde yankılanan, sert ve dürüst bir soru bırakıyor: "
İnsan nedir?"
Belki hâlâ bilmiyoruz. Ama bu kitap, o soruyu sormaya cesaret edenlerden.
Yorumlar